Nilgün Stauch
Köşe Yazarı
Nilgün Stauch
 

Yorgun Yüreklerin Sessiz Çığlığı

Hayat, bazen sessiz bir çığlık gibi yankılanır yorgun yüreklerde. Kimse sormaz ne kadar yorgun olduğumuzu, çünkü herkes kendi yorgunluğunda bir soluklanma arar. Günün sonunda, yalnızca yastığımız bilir tüm sırlarımızı, yorgun düşmüş gözlerimizin ardında saklı kalan hikayeleri. İnsanlar, birbirlerinin yükünü hafifletmek yerine, kendi yüklerini biraz olsun unutmak için başkalarının omuzlarında dinlenmeye çalışır. Ve bu süreçte, ne kadar çok paylaşsak da sevinçlerimizi, yorgunluklarımız hep bize özeldir, bize mahsustur. Bir kahve molasında, arkadaşlar arasında geçen sohbetlerde bile, yorgunluklarımızı anlatmak yerine, günlük neşeli anekdotlarla örteriz gerçekleri. Belki de bu, toplumun bize dayattığı bir nezaket kuralıdır; kimse kimsenin gerçek yüzünü görmek istemez, sadece mutlu maskeler ararız. Ama unutmayalım ki, her gülümsemenin ardında, bir yorgunluk, bir hüzün, belki de bir umutsuzluk yatar. Ve her "Nasılsın?" sorusuna verilen "İyiyim" cevabının arkasında, anlatılmamış birçok hikaye gizlidir. Yorgunluk, sadece fiziksel bir durum değildir; ruhumuz da yorulur, düşüncelerimiz de. Her gün aynı rutini tekrarlayıp dururken, ruhumuzun derinliklerinde biriken yorgunluk, zamanla sessiz bir çığlık haline gelir. Ve belki de en büyük yorgunluk, anlaşılmamak, görülmemek, hissedilmemektir. Bir insanın en derin yorgunluğu, kendini ifade edememekten, duygularını paylaşamamaktan kaynaklanır. Bu yüzden, belki de en büyük dinlenme, bir dostun sıcak bakışında, anlayışlı bir kelimenin tesellisinde, bir arkadaşın samimi sarılmasında gizlidir. Gerçek dinlenme, bedenimizin değil, ruhumuzun dinlenmesidir. Ve gerçek dinlenme, yorgunluklarımızı paylaşabildiğimiz, anlaşıldığımız, kabul gördüğümüz bir ortamda gerçekleşir. O yüzden, yorgun olduğunuzda, bir dostunuzun kapısını çalın. Belki o da sizin gibi yorgundur ve sizinle yorgunluklarını paylaşmak için bekliyordur. Belki de gerçek dinlenme, birlikte yorgunlukları paylaşmak, birlikte güç bulmaktır. Unutmayın, yorgun yürekler ancak birlikte hafifler. Ve belki de dünya, yorgun yüreklerin sessiz çığlıklarını duyduğunda, daha yaşanabilir bir yer olacaktır. Ve günün sözü "Kimse sormadı nekadar yorgun olduğumu.Herkes bende dinlenmek istedi."
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2024 - Salı
Nilgün Stauch

Yorgun Yüreklerin Sessiz Çığlığı

Hayat, bazen sessiz bir çığlık gibi yankılanır yorgun yüreklerde. Kimse sormaz ne kadar yorgun olduğumuzu, çünkü herkes kendi yorgunluğunda bir soluklanma arar. Günün sonunda, yalnızca yastığımız bilir tüm sırlarımızı, yorgun düşmüş gözlerimizin ardında saklı kalan hikayeleri. İnsanlar, birbirlerinin yükünü hafifletmek yerine, kendi yüklerini biraz olsun unutmak için başkalarının omuzlarında dinlenmeye çalışır. Ve bu süreçte, ne kadar çok paylaşsak da sevinçlerimizi, yorgunluklarımız hep bize özeldir, bize mahsustur. Bir kahve molasında, arkadaşlar arasında geçen sohbetlerde bile, yorgunluklarımızı anlatmak yerine, günlük neşeli anekdotlarla örteriz gerçekleri. Belki de bu, toplumun bize dayattığı bir nezaket kuralıdır; kimse kimsenin gerçek yüzünü görmek istemez, sadece mutlu maskeler ararız. Ama unutmayalım ki, her gülümsemenin ardında, bir yorgunluk, bir hüzün, belki de bir umutsuzluk yatar. Ve her "Nasılsın?" sorusuna verilen "İyiyim" cevabının arkasında, anlatılmamış birçok hikaye gizlidir. Yorgunluk, sadece fiziksel bir durum değildir; ruhumuz da yorulur, düşüncelerimiz de. Her gün aynı rutini tekrarlayıp dururken, ruhumuzun derinliklerinde biriken yorgunluk, zamanla sessiz bir çığlık haline gelir. Ve belki de en büyük yorgunluk, anlaşılmamak, görülmemek, hissedilmemektir. Bir insanın en derin yorgunluğu, kendini ifade edememekten, duygularını paylaşamamaktan kaynaklanır. Bu yüzden, belki de en büyük dinlenme, bir dostun sıcak bakışında, anlayışlı bir kelimenin tesellisinde, bir arkadaşın samimi sarılmasında gizlidir. Gerçek dinlenme, bedenimizin değil, ruhumuzun dinlenmesidir. Ve gerçek dinlenme, yorgunluklarımızı paylaşabildiğimiz, anlaşıldığımız, kabul gördüğümüz bir ortamda gerçekleşir. O yüzden, yorgun olduğunuzda, bir dostunuzun kapısını çalın. Belki o da sizin gibi yorgundur ve sizinle yorgunluklarını paylaşmak için bekliyordur. Belki de gerçek dinlenme, birlikte yorgunlukları paylaşmak, birlikte güç bulmaktır. Unutmayın, yorgun yürekler ancak birlikte hafifler. Ve belki de dünya, yorgun yüreklerin sessiz çığlıklarını duyduğunda, daha yaşanabilir bir yer olacaktır.

Ve günün sözü "Kimse sormadı nekadar yorgun olduğumu.Herkes bende dinlenmek istedi."

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lifeavrupa.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.