Kyle Inan
Köşe Yazarı
Kyle Inan
 

KUSURLARINLA KUSURSUZ OLMAK VE BEŞER VE YAPAY ARASINDAKİ MÜCADELE

Dünya ekonomisi nereye gidiyor diye okuyucularımızdan sorular gelmeye devam ediyor ve bizler de yanıtlamaya memnuniyetle devam ediyoruz. şöyle arz edelim hatta en basit noktasından ; bir ülkede yatırım olmadan doğrudan veya dolaylı yatırım, o ülkenin ekonomisi gelişir mi? yatırımdan kasıt nedir? şudur; oteller, üretim tesisleri, fabrikalar, tarım sektörüne yatırımlar vb. gibi katma değer yaratan herşeyin ülke ekonomisine katkısı muazzam derecede önemlidir. şayet ekonominin, yani bir manada ticaretin, alışverişin, takasın döndüğü yer, "katma değer yaratıldığı" sürece, kalkınacak ve medenileşecektir. Hakeza bu nokta toplumların kalkınma ölçütlerinden bahsetme ihtiyacı hasıl olur; çoğu ülkenin ihracat rakamları ile kalkınma endeksi arasında doğru bir orantı vardır. (diğer bütün faktörlerin yerinde saydığını varsayarsak; merkez bankasının ideal oranda rezervi olduğunu, dış ticaret açığının olmadığı veya cari açığın ucunun kaçmadığı vb.) Bir ülkenin ekonomisi yani ticareti ne kadar kalkınırsa, o ülke o kadar medeni olur. Zira bundan dır ki çoğu uluslararası seyahatlerde bulunan insanlar daha batıl medeniyetlere gittiğinde gittikleri ülkenin altyapısını, hayatın günlük işleyiş tarzını ve daha bir çok konuyu gıpta ederler. Hiçbirşeyin tam anlamıyla mükellef ve pirüpak olduğu bir ülke yok dünyada ve düşünülemez çünkü insan eliyle yönetiliyor ve tarihimizin en meşhur vecizelerinden biri de bundan ileri gelir: "hafıza-i beşer nisyan ile maluldur." İnsan organik bir varlıktır ve hem unutkan hem de kırılgandır. Bundan dolayıdır ki ülkeler de insanların çalışkanlıklarının sonucudur. Hem katma değerlerinin hem de hatalarının. Bütün bunlara rağmen, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda bile maalesef ki herşeyin ilerlemesi gerekirken, bireysel insan hayatı giderek zorlaşmaktadır. Bunun sebebini geçen ki yazılarımızda açıklamıştık. Dünyayı yöneten egemen finansal kuruluşların (IMF ve Dünya Bankası) gibi ülkelere finansman sağlamayı bırakması. Zaten yıllardır tüm dünyadaki en küçük belediyelere bile finansman sağlanarak yürüyordu iş. Küçücük bir belediyenin bile milyon dolarlarca borcu var. İnanılır gibi değil. Şimdi kaynak kesildi. Çünkü o küçücük belediye bile aynı finansal kuruluşlardan besleniyordu. Asıl gaye, dünyanın tekilliğe doğru sürülmesi, ulus devlet kavramının ortadan kalktığı, tüm düşüncelerin yapay zekaya kayıt olması ve insanın bu süreçte beşer hafızasıyla fuzuli kılınması ve evrim sürecinde kendinin ötesine geçecek bir icada yön vermesi olarak düşünülebilir. Sosyal medyadan rahatlıkla görülebilen bu vidyolarda durumun hem inanılmaz derecede ilerlemiş olması aynı zamanda vahameti gözler önüne serilmektedir. Hayat en basit sabiriyle, yalın ve sade haliyle güzeldir. Hayat komplike mefhumlar ile ilerlemek veya yaşanmak için çok kısadır. İnsanı birey olarak, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, bu dünyanın katbekat kaynağı ve ömrü vardır. Sadece finansal eşitsizlik ve adaletsiz gelir dağılımı vb. konular yüzünden bu mümkün olmamaktadır. Kapitalizmin sac ayağı sermayenin dur durmaksızın biriktilmesidir ama bu sermaye tekrar diğer ideolojik sistemlerdeki gibi belirli bir zümrede toplanmaktadır. İklim değişikliği konferansına 100+ küsür 10km lik yolu özel jetleriyle gitmek gibi. Özel jetin kullanılması meselesi değil mevzu, beste ile güftenin oturmaması. Çok yakında en ilgi çekici olan ve insanlığın kaderini belirleyecek olan CERN'deki deneyi, dikkatle izlememiz gerektiğini düşünüyorum. Bir daha ki yazılarımda da yer vereceğim üzere, 1000 yıllık pakt (sözleşme) bitmek üzere ve halk arasında kuvvetli adıyla maruf, Zülkarneyn seddi açılmak üzere. Güneş tutulmaları ve diğer olaylar bunların sayısal habercisidir. Şunu lütfen ki lütfen unutmayın, insan topraktan kesilemez. Deccal'in kurduğu13 şirket ve onun altındaki 300 firma bu sistemin bir parçasıdır. Bu sistem insanı yapaylaştıran bir güdüyle hareket etmektedir ve günüzümde komşunun komşuyu bile tanımadığı, milli kökenin ve duyguların silindiği dünya budur. Çok yakında mülksüzleştirme ile ata toprağından olacak insanlar ve yeniden "kavimler göçü" vesilesiyle göçebe bir hayat yaşayacaklar. Sahip olunacak sistem tekrardan tesis edilse bile, uzun bir dönem, jeopolitik kargaşalardan dolayı bu mümkün olmayacaktır. Yazılarımı takip etmenizi temenni eder, esenlikle kalmanızı dilerim
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2024 - Pazartesi
Kyle Inan

KUSURLARINLA KUSURSUZ OLMAK VE BEŞER VE YAPAY ARASINDAKİ MÜCADELE

Dünya ekonomisi nereye gidiyor diye okuyucularımızdan sorular gelmeye devam ediyor ve bizler de yanıtlamaya memnuniyetle devam ediyoruz. şöyle arz edelim hatta en basit noktasından ; bir ülkede yatırım olmadan doğrudan veya dolaylı yatırım, o ülkenin ekonomisi gelişir mi? yatırımdan kasıt nedir? şudur; oteller, üretim tesisleri, fabrikalar, tarım sektörüne yatırımlar vb. gibi katma değer yaratan herşeyin ülke ekonomisine katkısı muazzam derecede önemlidir. şayet ekonominin, yani bir manada ticaretin, alışverişin, takasın döndüğü yer, "katma değer yaratıldığı" sürece, kalkınacak ve medenileşecektir. Hakeza bu nokta toplumların kalkınma ölçütlerinden bahsetme ihtiyacı hasıl olur; çoğu ülkenin ihracat rakamları ile kalkınma endeksi arasında doğru bir orantı vardır. (diğer bütün faktörlerin yerinde saydığını varsayarsak; merkez bankasının ideal oranda rezervi olduğunu, dış ticaret açığının olmadığı veya cari açığın ucunun kaçmadığı vb.) Bir ülkenin ekonomisi yani ticareti ne kadar kalkınırsa, o ülke o kadar medeni olur. Zira bundan dır ki çoğu uluslararası seyahatlerde bulunan insanlar daha batıl medeniyetlere gittiğinde gittikleri ülkenin altyapısını, hayatın günlük işleyiş tarzını ve daha bir çok konuyu gıpta ederler. Hiçbirşeyin tam anlamıyla mükellef ve pirüpak olduğu bir ülke yok dünyada ve düşünülemez çünkü insan eliyle yönetiliyor ve tarihimizin en meşhur vecizelerinden biri de bundan ileri gelir: "hafıza-i beşer nisyan ile maluldur." İnsan organik bir varlıktır ve hem unutkan hem de kırılgandır. Bundan dolayıdır ki ülkeler de insanların çalışkanlıklarının sonucudur. Hem katma değerlerinin hem de hatalarının. Bütün bunlara rağmen, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir çağda bile maalesef ki herşeyin ilerlemesi gerekirken, bireysel insan hayatı giderek zorlaşmaktadır. Bunun sebebini geçen ki yazılarımızda açıklamıştık. Dünyayı yöneten egemen finansal kuruluşların (IMF ve Dünya Bankası) gibi ülkelere finansman sağlamayı bırakması. Zaten yıllardır tüm dünyadaki en küçük belediyelere bile finansman sağlanarak yürüyordu iş. Küçücük bir belediyenin bile milyon dolarlarca borcu var. İnanılır gibi değil. Şimdi kaynak kesildi. Çünkü o küçücük belediye bile aynı finansal kuruluşlardan besleniyordu. Asıl gaye, dünyanın tekilliğe doğru sürülmesi, ulus devlet kavramının ortadan kalktığı, tüm düşüncelerin yapay zekaya kayıt olması ve insanın bu süreçte beşer hafızasıyla fuzuli kılınması ve evrim sürecinde kendinin ötesine geçecek bir icada yön vermesi olarak düşünülebilir. Sosyal medyadan rahatlıkla görülebilen bu vidyolarda durumun hem inanılmaz derecede ilerlemiş olması aynı zamanda vahameti gözler önüne serilmektedir. Hayat en basit sabiriyle, yalın ve sade haliyle güzeldir. Hayat komplike mefhumlar ile ilerlemek veya yaşanmak için çok kısadır. İnsanı birey olarak, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, bu dünyanın katbekat kaynağı ve ömrü vardır. Sadece finansal eşitsizlik ve adaletsiz gelir dağılımı vb. konular yüzünden bu mümkün olmamaktadır. Kapitalizmin sac ayağı sermayenin dur durmaksızın biriktilmesidir ama bu sermaye tekrar diğer ideolojik sistemlerdeki gibi belirli bir zümrede toplanmaktadır. İklim değişikliği konferansına 100+ küsür 10km lik yolu özel jetleriyle gitmek gibi. Özel jetin kullanılması meselesi değil mevzu, beste ile güftenin oturmaması. Çok yakında en ilgi çekici olan ve insanlığın kaderini belirleyecek olan CERN'deki deneyi, dikkatle izlememiz gerektiğini düşünüyorum. Bir daha ki yazılarımda da yer vereceğim üzere, 1000 yıllık pakt (sözleşme) bitmek üzere ve halk arasında kuvvetli adıyla maruf, Zülkarneyn seddi açılmak üzere. Güneş tutulmaları ve diğer olaylar bunların sayısal habercisidir. Şunu lütfen ki lütfen unutmayın, insan topraktan kesilemez. Deccal'in kurduğu13 şirket ve onun altındaki 300 firma bu sistemin bir parçasıdır. Bu sistem insanı yapaylaştıran bir güdüyle hareket etmektedir ve günüzümde komşunun komşuyu bile tanımadığı, milli kökenin ve duyguların silindiği dünya budur. Çok yakında mülksüzleştirme ile ata toprağından olacak insanlar ve yeniden "kavimler göçü" vesilesiyle göçebe bir hayat yaşayacaklar. Sahip olunacak sistem tekrardan tesis edilse bile, uzun bir dönem, jeopolitik kargaşalardan dolayı bu mümkün olmayacaktır. Yazılarımı takip etmenizi temenni eder, esenlikle kalmanızı dilerim

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lifeavrupa.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.