Hakan Yeşil
Köşe Yazarı
Hakan Yeşil
 

VATAN HASRETİ ÇEKEN GURBETÇİLER BU SENE TATİL YAPABİLECEKMİ?

Bu sefer üç ana konuyu kaleme almak istedim, çünkü bu üç konuda acil olarak ele alınması gereken sorunlar var. Ancak ne yazık ki, sağlıktan ekonomiye, memurdan amire, işçiden bakana kadar bu sorunlara çözüm bulabilecek kimse kalmadı desek yeridir. 1. Küresel Ekonominin Güç Dengesi Öncelikle ekonomiye değinmek istiyorum. Dünyanın ekonomisi, ne yazık ki, birkaç büyük devletin inisiyatifine kalmış durumda. Bu devletlerin aldıkları kararlar, dünyanın her köşesini etkileyerek ekonominin yönünü belirliyor. İnsan nüfusunun artışı rekabet sistemini zorlaştırırken, sosyal medya ve TV kanallarında yayılan yanlış bilgiler, ekonomi, devletler ve bireylerin gücünü ya artırıyor ya da zayıflatıyor. Bu bilgi manipülasyonu, insanları adeta robotlaştırarak istenilen yöne çekiyor. 2. Almanya’da Zenginlik ve Sosyal Yardımlar "Almanya’da kim ne kadar zengin?" sorusuna gelecek olursak, yaşam şartları Avrupa'da diğer bölgelere göre daha iyi görünse de, aslında durum eskisi gibi değil. Ekonomiyi yönlendiren büyük ülkeler, Avrupa'nın düzenini bozma peşinde. Koronavirüs, kuş gribi, domuz gribi gibi olaylar bu oyunun parçaları. Sonuç olarak savaşlar, artan kiralar, araba ve özellikle uçak ve otel fiyatları Avrupalı Türklerin hayatını zorlaştırdı. Bir zamanlar 500 Euro olan ev kiraları, büyük şehirlerde 1700-3000 Euro'ya yükseldi. Mülteci sayısının artması bir yana, devletin ev yapımını kısıtlayan kanunları da şehir içi ulaşımı ve alışveriş yapma olasılığını sınırlıyor. Bu zincirleme etki, ev, araba ve sigorta gibi maliyetlerin artmasına sebep oluyor. Yani Avrupa'da yaşam artık daha zor. Devletlerin en büyük sorunlarından biri de sosyal yardımlar. Devlet, çalışmayanların ev kirasını ödüyor, üstelik kişi başına nakit yardım da veriyor. Bunun üzerine belediyelerin sunduğu otobüs, havuz gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanma imkanı sunuluyor. Bu sistem, çalışanın aylık 2500 Euro kazanıp 1500 Euro’sunu kiraya harcarken elinde bir şey kalmamasına, çalışmayanın ise devletten yaklaşık 5000 Euro alarak geçinmesine sebep oluyor. Kaçak iş yapanların bu durumu daha da kötüye götürdüğünü düşünürsek, Avrupa'da kim zengin, kim fakir demek zor. Çalışan aç, çalışmayan kebap hayatı yaşıyor. 3. Gurbetçilerin İzin Çilesi ve Pahalılık Gurbetçilerin izin dönemi, yıllardır süregelen bir çile haline geldi. Vatan, akraba, anne baba hasreti çeken gurbetçiler, her yıl dört gözle izin hayaliyle yaşıyorlar ve para biriktiriyorlar. Ancak son yıllarda izin dönemi büyük bir sorun haline geldi. İzin sezonundaki uçak biletlerinin pahalılığı, bu durumu daha da zorlaştırıyor. Örneğin, Trabzonlu Güngör, eşi ve iki çocuğu için uçak biletine 4.000-5.000 Euro ödüyor. Bir ay araba kiralarsa en az 1500 Euro daha harcıyor. Antalya'da bir hafta 5 yıldızlı otelde tatil yapmak isteyen Cenk ve Emrah aile başı en az 10.000 Euro ödüyorlar. Bir ay kalmak isteseler bu rakam 22.000 Euro’ya çıkıyor. Bu fiyatlar korona öncesi en az dört kat daha düşüktü. Bu yüzden uçak fiyatları oldukça uçuk hale geldi. Gurbetçilerin büyük bir bölümü, hayat pahalılığı nedeniyle bu yıl kara yolunu tercih edecek gibi görünüyor. Ancak bu yolculuk da çileli. Yol güvenliği ve sınır kapılarında saatlerce beklemek, gurbetçilerin en büyük sorunlarından. Sınır kapılarında beklemelerinin sebebi, personelin vurdumduymazlığı, kapıların yetersizliği ve ek personel konulmaması. Türk Dışişleri Bakanlığı bu konuda sorumluluk almalı. Bir telefon, bir ziyaret her şeyi değiştirebilir, ancak ne yazık ki seçim zamanı Avrupa’yı gezen bakanlar, izin dönemi geldiğinde ortada yoklar. Bu durum 15 saatlik yolculuğu 50-60 saate çıkarıyor. Uzayan bu yolculuklar, yorgunluk, sinir bozukluğu ve bunların sonucunda kazalara ve ölümlere sebep oluyor. Temennim, gurbetçilerin sorunlarının sorumlu bakanlar tarafından ele alınması ve acilen çözülmesidir. Türklerin Birbirine Bakışı Son olarak, Avrupa'da yaşayan Türklerin, Türkiye'deki insanlar tarafından döviz bürosu veya milyoner gibi görülmesi konusuna değinmek istiyorum. Bu durum eskidendi. Koronadan sonra yaşam şartları Türkiye'den daha iyi gibi görünse de, aslında durum hiç de öyle değil. Alman pasaportu için randevu alma süresi en az 3 ay, doktora randevu alma süresi 1 ayla 6-7 ay arasında değişiyor, acil serviste bekleme süresi en az 5-6 saat. Unutmayın, dünyada Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Türk, Kürt, Alevi, Çerkez, Laz, Efe, Sünni, hepimiz kardeşiz ve bu ebediyete kadar böyle sürecek. Dostça kalın.  
Ekleme Tarihi: 03 Temmuz 2024 - Çarşamba
Hakan Yeşil

VATAN HASRETİ ÇEKEN GURBETÇİLER BU SENE TATİL YAPABİLECEKMİ?

Bu sefer üç ana konuyu kaleme almak istedim, çünkü bu üç konuda acil olarak ele alınması gereken sorunlar var. Ancak ne yazık ki, sağlıktan ekonomiye, memurdan amire, işçiden bakana kadar bu sorunlara çözüm bulabilecek kimse kalmadı desek yeridir.

1. Küresel Ekonominin Güç Dengesi

Öncelikle ekonomiye değinmek istiyorum. Dünyanın ekonomisi, ne yazık ki, birkaç büyük devletin inisiyatifine kalmış durumda. Bu devletlerin aldıkları kararlar, dünyanın her köşesini etkileyerek ekonominin yönünü belirliyor. İnsan nüfusunun artışı rekabet sistemini zorlaştırırken, sosyal medya ve TV kanallarında yayılan yanlış bilgiler, ekonomi, devletler ve bireylerin gücünü ya artırıyor ya da zayıflatıyor. Bu bilgi manipülasyonu, insanları adeta robotlaştırarak istenilen yöne çekiyor.

2. Almanya’da Zenginlik ve Sosyal Yardımlar

"Almanya’da kim ne kadar zengin?" sorusuna gelecek olursak, yaşam şartları Avrupa'da diğer bölgelere göre daha iyi görünse de, aslında durum eskisi gibi değil. Ekonomiyi yönlendiren büyük ülkeler, Avrupa'nın düzenini bozma peşinde. Koronavirüs, kuş gribi, domuz gribi gibi olaylar bu oyunun parçaları. Sonuç olarak savaşlar, artan kiralar, araba ve özellikle uçak ve otel fiyatları Avrupalı Türklerin hayatını zorlaştırdı. Bir zamanlar 500 Euro olan ev kiraları, büyük şehirlerde 1700-3000 Euro'ya yükseldi. Mülteci sayısının artması bir yana, devletin ev yapımını kısıtlayan kanunları da şehir içi ulaşımı ve alışveriş yapma olasılığını sınırlıyor. Bu zincirleme etki, ev, araba ve sigorta gibi maliyetlerin artmasına sebep oluyor. Yani Avrupa'da yaşam artık daha zor.

Devletlerin en büyük sorunlarından biri de sosyal yardımlar. Devlet, çalışmayanların ev kirasını ödüyor, üstelik kişi başına nakit yardım da veriyor. Bunun üzerine belediyelerin sunduğu otobüs, havuz gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanma imkanı sunuluyor. Bu sistem, çalışanın aylık 2500 Euro kazanıp 1500 Euro’sunu kiraya harcarken elinde bir şey kalmamasına, çalışmayanın ise devletten yaklaşık 5000 Euro alarak geçinmesine sebep oluyor. Kaçak iş yapanların bu durumu daha da kötüye götürdüğünü düşünürsek, Avrupa'da kim zengin, kim fakir demek zor. Çalışan aç, çalışmayan kebap hayatı yaşıyor.

3. Gurbetçilerin İzin Çilesi ve Pahalılık

Gurbetçilerin izin dönemi, yıllardır süregelen bir çile haline geldi. Vatan, akraba, anne baba hasreti çeken gurbetçiler, her yıl dört gözle izin hayaliyle yaşıyorlar ve para biriktiriyorlar. Ancak son yıllarda izin dönemi büyük bir sorun haline geldi. İzin sezonundaki uçak biletlerinin pahalılığı, bu durumu daha da zorlaştırıyor. Örneğin, Trabzonlu Güngör, eşi ve iki çocuğu için uçak biletine 4.000-5.000 Euro ödüyor. Bir ay araba kiralarsa en az 1500 Euro daha harcıyor. Antalya'da bir hafta 5 yıldızlı otelde tatil yapmak isteyen Cenk ve Emrah aile başı en az 10.000 Euro ödüyorlar. Bir ay kalmak isteseler bu rakam 22.000 Euro’ya çıkıyor. Bu fiyatlar korona öncesi en az dört kat daha düşüktü. Bu yüzden uçak fiyatları oldukça uçuk hale geldi.

Gurbetçilerin büyük bir bölümü, hayat pahalılığı nedeniyle bu yıl kara yolunu tercih edecek gibi görünüyor. Ancak bu yolculuk da çileli. Yol güvenliği ve sınır kapılarında saatlerce beklemek, gurbetçilerin en büyük sorunlarından. Sınır kapılarında beklemelerinin sebebi, personelin vurdumduymazlığı, kapıların yetersizliği ve ek personel konulmaması. Türk Dışişleri Bakanlığı bu konuda sorumluluk almalı. Bir telefon, bir ziyaret her şeyi değiştirebilir, ancak ne yazık ki seçim zamanı Avrupa’yı gezen bakanlar, izin dönemi geldiğinde ortada yoklar. Bu durum 15 saatlik yolculuğu 50-60 saate çıkarıyor. Uzayan bu yolculuklar, yorgunluk, sinir bozukluğu ve bunların sonucunda kazalara ve ölümlere sebep oluyor. Temennim, gurbetçilerin sorunlarının sorumlu bakanlar tarafından ele alınması ve acilen çözülmesidir.

Türklerin Birbirine Bakışı

Son olarak, Avrupa'da yaşayan Türklerin, Türkiye'deki insanlar tarafından döviz bürosu veya milyoner gibi görülmesi konusuna değinmek istiyorum. Bu durum eskidendi. Koronadan sonra yaşam şartları Türkiye'den daha iyi gibi görünse de, aslında durum hiç de öyle değil. Alman pasaportu için randevu alma süresi en az 3 ay, doktora randevu alma süresi 1 ayla 6-7 ay arasında değişiyor, acil serviste bekleme süresi en az 5-6 saat.

Unutmayın, dünyada Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Türk, Kürt, Alevi, Çerkez, Laz, Efe, Sünni, hepimiz kardeşiz ve bu ebediyete kadar böyle sürecek. Dostça kalın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lifeavrupa.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Murat Yüncü
(03.07.2024 14:23 - #161)
Kalemine sağlık çok güzel olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lifeavrupa.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Murat Yüncü
(03.07.2024 14:23 - #162)
Kalemine sağlık çok güzel olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lifeavrupa.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.