Öncelikle oruç tutacak olan kişi şunu bilmeli: Orucu önce kendiniz sonra diliniz, kulaklarınız, kalbiniz ve tüm organlarınız tutacak ki helal olsun. Yoksa hem oruç tut, hem organlarını çalıştır, oruç tutana haram olur. Ramazan kişinin kuruluşuna, bölgesine veya ırkına gelmez. Ramazan kendini Müslüman gören, orucu kendine İslam'ın şartı bilen herkese gelir. Dinimizin asıl kuralını maalesef unuttuk. Neydi bu kural? Dinde zorlama yoktur! Bizim dinimiz kıldan ince kılıçtan keskindir. Yani dinini yaşamak isteyene İslam, kıldan incedir, kılıçtandır keskindir. Lakin günümüzde dinimiz öyle bir şekil aldı ki ortalık birbirine karıştı. Namaz kılan, ibadet yapan, dua eden büyük bir kısmın çenesi öyle bir düştü ki yok, o namaz kılmıyor, yok içki içiyor, yok kumar oynuyor, yok domuz eti yiyor vs... vs... Ya arkadaş, seni ne ilgilendirir milletin yaptıkları, ettikleri, yediği, içtiği, karısı, kızı, oğlu? İslam dini, "Kör olun, sağır olun" diyor. Yani şöyle bir bakın çevrenize: Secdeye kafası bir kez inen hafız kesiliyor, yaptığı ibadetin şehvetiyle kendine her şeyi hak sayıyor. Peki, soruyorum size neden? Çünkü şeytan, alnını secdeye koyan Allah'a yakın olmaya çalışana daha çok musallat oluyor, onun diline, davranışlarına hükmetmeye çalışıyor. Tek derdi insanı kendine esir etmektir. Diğer taraftan, ibadet etmeyen, hatta dinsiz, beynamaz, yada ateist dediğimiz kesim zaten onun istediği gibi olduğundan onlarla hiç uğraşmaz şeytan. O yüzdendir ki; şeytan o kadar profesyoneldir ki bu her iki kesimle nasıl oynayacağını iyi biliyor. Şöyle bir muhasebe yaparsak: Ateistler ve dinden uzak olanlara bir bakın, kendi hallerinde, onun bunun açıklarını aramayan, dolandırmayan, yalan söylemeyen, aldatmayan, onun bunun arkasından konuşmayan, genelleme olarak dürüst kişiler... Ne komik aslında değil mi? Diğer kesime baktığımız zaman, bu kesimin tam tersine hem ibadetle meşgul, yalan dolan, üçkağıt, dedikodu ne ararsan var. Peki, neden? Neden böyle olduk biz; Beynamaz mıyız? Dinsiz miyiz? Neyiz biz? Hangi kesimiz karıştık, vesselam. Biz diyorum ama ne yazık ki bu her iki kesimde biziz. Dinlide biziz, dinsizde? Neden mi? Çünkü her iki kesimde fıtratında olanı layığı ile yapmıyor. (Sözüm meclisten dışarı, istisnalar hariç) İyi kötülük peşinde kötü iyilik de ondan. Ama bunların sebebi ne? Neden olunması gerektiği gibi değiliz biz? Oysa dünya o kadar güzel ki yaşamak için ve o kadar kısa ki hayat, biz doğru yolu ne zaman bulacağız? Diye sürekli soruyorum kendime. Her ramazanda duyduğumuz o meşhur söz.. Nerde o eski ramazanlar diyip duruyor birileri. Ramazan aynı ramazan da bizde var sıkıntı; fani dünyanın faniliklerine o kadar kapılmışız ki biz iflah olmaz bir şekil almışız. İslam dini Ramazan ayında şeytanın zincirlere vurulduğunu söylüyor. Yani aslında bu ay kendimizi test etme ayı, bu ayda yaptığınız her davranış, her düşünce, her fikir, her hareket, her doğru, her yanlış, her haram, her helal, bizim kendimize ve nefsimize ait davranışlardır. Hadi bir test edin kendinizi, bakın bakalım şeytan size musallat olmuş mu? Yoksa şeytan zaten siz ve nefsiniz mi? İçinizde zaten var mıymış? Sonuçların hepsi sizin kendi sonuçlarınızdır. Yani şeytan da melek de sizsiniz. Asker arkadaşım Dr. Özgür Gülbahçe Isparta/Yalvaç'tan alıntı bir paylaşım yapmış satırlarımı onun paylaşımı ile bitirmek istedim. "Başkasının oruç tutup tutmamasıyla ilgilenmeyen, kendi ibadetine bakan, silah zoruyla aç kalıyormuş gibi davranmayan, orucun anlamını bilen, kendisini elaleme karşı değil sadece Allaha karşı sorumlu hisseden, işi gösterişe çevirmeyen herkese hayırlı ramazanlar." Demiş. Buradan ben de dinimi Peygamber Efendimizin hadislerine göre yapıp, Allah'tan korkup, onun cennetine layık olabilmek için oruç tutup ibadet yapan, dua edenlerle selam olsun diyorum. Ramazan ayınız mübarek olsun.