Özellikle koruyucu hekimlik alanında yapılan çalışmalar, kalp hastalığı oluşmadan önce risk faktörlerini değerlendirip, yaşam tarzı değişiklikleri ve tedavi ile hastalığı önlemeyi amaçlıyor.

Kalp hastalığı riski hesaplamasında kullanılan birçok farklı yöntem bulunuyor. Bu hesaplamalarda genellikle yaş, cinsiyet, tansiyon, kolesterol seviyeleri, diyabet varlığı ve sigara kullanımı gibi faktörler dikkate alınıyor. SCORE, Framingham ve QRISK gibi dünyaca bilinen yöntemler, bu risk hesaplamalarında sıkça kullanılıyor. Özellikle Türk toplumu için en uygun olanı SCORE skoru olarak biliniyor. SCORE, Avrupa Kardiyoloji Derneği tarafından geliştirilen ve milyonlarca hastanın verilerini inceleyerek oluşturulan güvenilir bir sistem. Bu sistem, web tabanlı bir uygulama olan HeartScore ile risk hesaplaması yapıyor.

HeartScore, kişinin yaşı, sigara alışkanlıkları, kan basıncı ve kolesterol seviyelerini dikkate alarak, önümüzdeki 10 yılda kalp hastalığından ölme riskini hesaplıyor. Aynı zamanda, risk faktörlerinin ne kadarının önlenebilir olduğunu da gösteriyor. Bu yöntem, özellikle 40-65 yaş arasındaki kadın ve erkeklerde uygulanabiliyor. Ancak kalp hastalığı veya diyabeti olan bireyler için bu skorlamaya gerek duyulmadan, yüksek riskli kabul edilip hemen tedaviye başlanması öneriliyor.

Yapılan araştırmalar, bu tip risk hesaplamalarının hastalığı %100 tahmin edemese de, erken müdahale için faydalı olduğunu gösteriyor. Son yıllarda ise yeni risk faktörleri (örneğin bazı lipoprotein türleri, apolipoproteinler ve inflamatuar belirteçler) tanımlandı ve bu faktörler ileride risk skorlamalarına dahil edilebilir.

Kalp hastalığını önlemek için, kişilerin yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları büyük önem taşıyor. HeartScore gibi skorlamalar da hastalara bu konuda yol göstererek, hastalık henüz ortaya çıkmadan önlem alma şansı sunuyor.